Herhangi bir korunma yöntemi kullanmadan düzenli cinsel ilişkiye rağmen son bir yıl içerisinde gebelik oluşmama durumuna ‘’infertilite (kısırlık)’’ denmektedir. Günümüzde insanların yaşam kalitesi artmasına rağmen birçok çift faklı nedenlere bağlı olarak ya da herhangi bir neden olmaksızın bu sorunla karşı karşıya kalmaktadır. İnfertilite (kısırlık) her kesimden ve her yaş grubunda kişide görülmekle birlikte yaş ilerledikçe daha da sık görülen bir durumdur. İnfertilite (kısırlık) kadın ya da erkek üreme organlarında görülen bir sağlık problemi olarak da tanımlanabilir. Birkaç nedenin bir araya gelmesiyle oluşabileceği gibi tek bir nedene bağlı olarak da infertilite görülebilir. Bunun yanı sıra hiçbir neden olmaksızın da kısırlık olabilmektedir. Yani çiftlerden birinde üreme sistemlerinde bir problem olmasa da çiftler infertilite sorunuyla karşılaşabilmektedir. Fakat artık günümüzde farklı tedavi yöntemleri ile güvenli ve etkili bir şekilde bu sorunun üstesinden gelebilmek mümkündür.
Çiftler çocuk sahibi olmaya karar verdikten sonra düzenli olarak cinsel ilişki olmasına rağmen son bir yılda gebelik durumu gerçekleşmemesi halinde infertilite (kısırlık) sorunu ile ilgili bir hekime ya da merkeze başvurmalıdır. Sadece gebelik oluşmama durumunda değil, düzenli periyotlar halinde olması gereken adet kanamaları düzensiz ve ağrılı oluyorsa, çikolata kisti olarak da bilinen endometrioz varsa, tekrarlayan düşükler olduysa (2 ve 2’ den fazla), geçmişte testis ve prostat ile ilgili hastalıklar geçirildiyse, herhangi bir nedenle sperm sayıları ölçüldüğünde bu sayıda bir düşüklük varsa, cinsel problemler yaşanıyorsa hekime ya da merkezlere başvurulabilir.
Yukarıda sayılan nedenlerle merkezlere ya da hekime başvurulduğunda çocuk sahibi olmak isteyip infertilite (kısırlık) tespit edilen çiftlere uygulanan tedavilerin başında aşılama tedavisi gelmektedir. Erkeğe bağlı nedeni saptanmamış kısırlık durumlarında daha çok kullanılan bir yöntem olan aşılama tekniğinde kadının yumurtaları uyarılarak çatlaması sağlanır. Daha sonra spermler çatlayan yumurtaların içine transfer edilir. Bu işlem acısız, kısa ve oldukça basit bir işlemdir. Jinekolojik bir muayeneye benzer. Sperm rahme transfer edildikten sonra hastanın 15 dakika uzanarak dinlenmesi yeterlidir. 15 dakika sonra hasta normal yaşantısına dönebilir. Aşılama tedavisinden 12- 14 gün sonra gebelik testi yapılır. Sonucun pozitif çıkması halinde yani gebeliğin oluşma durumunda herhangi özel bir takip yapılmasına gerek yoktur. Normal yollardan oluşan hamilelikte yapılan takip yapılır. Aşılama yönteminin başarı oranı kabaca değerlendirilecek olursa %10- 30’ dur. 2- 3 kez aşılama tedavisi uygulanıp başarısız olunduysa tüp bebek yöntemine geçilmesi tavsiye edilir. Fakat aşılama yöntemi 6 defaya kadar yapılabilir. Aşılama yönteminin ne kadar tekrar edildiği gebelik oluşma ihtimalini etkileyen bir durum değildir. Yapılan aşılama başarısız olduğunda diğer aşılama için beklemeye gerek yoktur. Diğer ay aşılama tekrarlanabilir. Aşılama tedavisini arka arkaya yapmak tıbbi olarak sakıncalı değildir.
Tüp Bebek Tedavisi
Genellikle aşılama yönteminin birkaç kez denenip başarısız olduğu durumlardan sonra uygulanan ikinci tedavi tüp bebek tedavisidir ve günümüzde çok fazla tercih edilen yardımcı üreme yöntemidir. Kadındaki üreme hücresi olan yumurtaların ve erkek üreme hücresi olan spermlerin toplanarak vücudun dışında bir laboratuvar ortamında bir araya getirilerek embriyonun oluşmasının sağlandığı tedavi süreci tüp bebek tedavisi olarak adlandırılır. Laboratuar ortamında döllenmenin sağlanması sonucu gelişen embriyonun rahme transferinden sonra elde edilen gebelik süreci normal yollardan oluşan gebelikten farklı değildir. Kadının normalde olduğundan daha fazla yumurta üretebilmesi için infertilite (kısırlık) için kullanılan ilaçları kullanmaya başlaması tedavinin ilk aşamasıdır. Tüp bebek tedavisinde In Vitro Fertilizasyon (IVF) ya da Mikroenjeksiyon (ICSI) denilen iki yöntem kullanılır. IVF yönteminde kadından toplanan yumurtalar laboratuvar ortamında sperm tarafından kendi kendine döllenmesinin beklendiği tekniktir. Yani erkekten alınan spermler kadından toplanan yumurtaların yanına bıraklılır ve bu spermlerin yumurtaların içine girerek yumurtaları döllemesi beklenir. Mikroenjeksiyon yöntemi ise tek bir spermin olgunlaşmış yumurtanın içerisine enjekte edilerek döllenmenin sağlandığı bir yöntemdir. Bu iki yöntemden hangisinin tedavide kullanılacağını hekimler çiftlerin özelliğine göre belirler. Başarı ihtimali en yüksek olan yöntem tercih edilir çünkü tüp bebek tedavisinde amaç çift için yüksek başarı şansına ulaşmaktır.
Bu yüzden en çok tercih edilen yöntem mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemidir. Bu yöntemlerden herhangi biri tercih edilerek döllenmiş yumurtalarda embriyo oluşumu takibe alınır. Eğer ki embriyodaki gelişim beklendiği gibi normal olursa yumurta toplama işleminden sonraki 3. veya 5. gün transfer yapılarak gelişmeye devam eden embriyolar anne adayının rahmine transfer edilir. Embriyo transfer edildikten sonra 12. gün gebelik testi yapılarak gebeliğin oluşup oluşmadığı kontrol edilir. Tedavinin aşamaları ve bütün koşullar normal olmasına rağmen gebelik gerçekleşmeyebilir. Yaşa bağlı olabileceği gibi açıklanamayan nedenlerle de gebelik tüp bebek tedavisi sonucu gebelik durumu oluşmayabilir. Bu durumda anne adayının bir sonraki tüp bebek denemesi yapabilmesi için 2- 3 ay beklemesi gerekmektedir. Verilen bu ara yaşa bağlı olarak daha fazla da olabilir. Verilen aranın uzunluğu ya da kısalığı kadın yaşının genç olması ve kadındaki yumurta kapasitesinin iyi olması halinde uygulanacak sonraki tüp bebek tedavisinin başarı oranını etkileyen bir urum değildir. Farklı bir neden yoksa normal şartlarda 30- 35 yaşından sonra kadındaki yumurta kapasitesi azalmaya başlar. Bu yüzden bu yaştan sonraki kadınlarda uzun süre ara verilmesi uygun olmaz ve önerilmez. Dolayısıyla tedaviye ne kadar süre ara verileceği yumurta kapasitesiyle doğrudan alakalı olduğundan hekimle görüşülerek karar verilmesi gereken bir durumdur.
Tüp bebek normal şartlarda bebek sahibi olunan her yaşta uygulanabilen bir yöntemdir. Doğal yöntemlerle hamile kalınan yaş döneminde eğer normal yollardan gebelik gerçekleşmiyorsa uygulanan bir yardımcı üreme yöntemidir. Yumurtalık sayısı ve kalitesi düştükçe bu yöntemin başarı oranı da düşmektedir. Yani yaş tüp bebek yönteminin başarısını doğrudan etkileyen bir unsurdur. Yaş tedavi sonucu gebelik oluşması kadar sağlıklı bir şekilde devam etmesi için de önemli bir unsurdur.
Kıbrıs Tüp Bebek Tedavisi Fiyatları
Tüp bebek tedavisi ücreti nasıl belirlenir?
İnfertilite (kısırlık) tedavisinde uygulanan yöntemler arasında başarı oranı en yüksek olan tedavi yöntemi olan Kıbrıs tüp bebek tedavisi uygulanan yöntemin ücretinden dolayı da bu sıkıntıya sahip her çifte ilk olarak tüp bebek tedavisi uygulanamamaktadır. Tüp bebek tedavisi diğer yöntemlere göre daha masraflı bir tedavi yöntemidir. Çiftin yaşadığı soruna göre ve bu soruna bağlı olarak kullanılacak tedavi yönteminde kullanılacak ilaçları ve teknik değişkenlik göstereceğinden bu masraf her çiftte farklı olabilmektedir. Ayrıca tüp bebek fiyatlarının belirlenmesinde
- Çiftin sorununa göre kullanılacak ilaçların miktarı ve fiyatı,
- Tüp bebek merkezinin tıbbi imkanları, tedaviye yönelik donanımı,
- Tüp bebek tedavisini yapacak hekimin deneyimi,
- Merkezde çalışan personelin tecrübeli olması,
- Gelişen teknolojiyi takip ederek bunları uygulayabilmesi
- Merkezde kullanılan cihaz ve ilaçların yurt dışından getiriliyor olması
gibi çok farklı neden tüp bebek tedavisi fiyatları belirlenmesinde rol oynamaktadır.
Çiftlerde kullanılacak yönteme bağlı olarak değişkenlik gösteren tüp bebek fiyatlarının gidilecek merkezde yapılacak olan tetkiklere göre belirlenmesi gerekmektedir. Sorunun belirlenip ona göre uygulanacak yöntem ve ilaçların belirlenmesiyle fiyat netleşecektir.
Yine de gelişen tüp bebek yöntemi geçmişe göre daha uygun fiyatlarla uygulanmaktadır. Bu yöntemin yaygınlaşması da fiyatların eskisi kadar yüksek olmamasına sebep olmuştur.
Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi
Tedavi uygulanacak merkezin donanımı, tedaviyi uygulayacak hekimin donanımı ve merkezin tüp bebek tedavisindeki başarı oranı da bu tedavinin ücretini belirlemektedir. Başarı oranı düşünüldüğünde bu yöntemin başarısız olan diğer yöntemlerin üst üste tekrarlanması göz önünde bulundurulursa maliyet olarak diğer yöntemlerden pek de farkı olmadığı söylenebilir. Bu yüzden tetkiklerin titizlikle yapılması ve gidilecek merkezin bu anlamda çok güvenilir olması tedavinin başarıya ulaşması açısından çok önemlidir. Tedavi başarısız olduğunda ikinci deneme için de aynı süreç ve ücret tekrarlanacağından tüp bebek tedavisinde başarı oranı yüksek, güvenilir olan merkezleri tercih etmek hem zaman kaybının hem de maddi kaybın önüne geçecektir. Aynı zamanda gebelik için sağlam bir psikoloji gerektiğinden uzayan ve başarısız olan tedavi süreci çiftleri psikolojik anlamda da olumsuz etkileyeceğinden tüp bebek merkezi seçiminin titizlikle yapılması gerekmektedir.